Ben, Ali oğlu Muhammed Şemseddin! Yani dinin güneşi.
Tarih beni “Emir Sultan” diye bildi. Oysa ben kendimi ne güneş bildim ne de Emir. Çünkü kalbime söz geçirecek takati de yönümü ışıtacak güneşi de yitirdim.
Kimse bilmedi güneşim nerede battı, takatim ne vakit tükendi. Göğsümde saklı el değmemiş ızdıraplarla, acımasız bir poyrazın elindeki kanatlarımın ne vakit kırıldığını kimse bilmedi!
Attığım her adımda içime saplanan hıçkırıklar bedenimi mesken bildi. Oysa benim varıp sığı ...