Şehir ve roman, birbirine çeşitli sebep-sonuç ilişkileriyle bağlı iki evrensel olgudur. Roman; yaşam alanları, tarihsel birikimi, sosyal yapısı ve diğer tüm zihniyet unsurlarıyla şehri yansıtırken şehir de barındırdığı çeşitli mekân görüntüleri ile edebî muhayyilenin ihtiyaç duyduğu ruh iklimini, ham materyal olarak romana sunar. Dolayısıyla şehrin rengi, dokusu, mimarisi, dili ve üslûbu; belirli bir kompozisyon dâhilinde, dilin sınırlılıkları ve kurmacanın izin verdiği olanaklar ölçüsünce roman ...